Arkadaşım, kardeşim, büyüğüm, dostum…
Sen benim arkadaşım, kardeşim, büyüğüm ve dostumsun.
Yani “Sen” “Ben” değilsin, “Ben” de “Sen” değilim.
Sen Yeşil’i seversin, Ben de Mavi’yi.
Sen Tatlı’yı seversin, Ben de Tuzlu’yu.
Belki ikimiz de Yeşil’i sevebiliriz, veya ikimiz de Tuzlu’yu.
Yani demem o ki, ikimizin de sevdikleri, ilgi duydukları şeyler aynı olduğu gibi farklı da olabilir.
Aynı şekilde “Düşüncelerimiz” de farklı olabilir.
Sen bir konuda farklı düşünürken, aynı konuda ben de senden farklı düşünebilirim.
Ne Sen, benim gibi düşünmek mecburiyetindesin, ne de Ben, Senin gibi düşünmek zorundayım.
Sen benim gibi düşünmüyorsun diye seni kınamayacağım, hakaret etmeyeceğim gibi, Sen de beni senin gibi düşünmüyorum diye kınama, hakaret etme.

Benim fikirlerime katılmadığını gayet net bir şekilde söyleyebilirsin, buna hiç alınmam.
Benim düşüncelerimi de kıyasıya eleştirebilirsin,
Bir konuda fikrimin yanlış olduğunu düşünüyorsan beni ikna ederek, onun yanlışlığını açıklayarak beni yanlış düşüncemden vazgeçir.
Yani benim düşüncelerime, fikirlerime, fikirle karşılık ver, beni düşüncemin yanlış olduğuna inandır.
Kaldı ki, şunu hiç çekinmeden ve rahatlıkla söyleyebilirim ki; Dün farklı düşündüğüm bir konuya bugün farklı bir yerden bakınca tam tersi istikamette düşünebiliyorum.
Dün doğru olduğuna inanarak yazdığım bir yazıyı bugün yanlış bulabiliyorum.
Dün bir pencereden bakarak karar verdiğim bir konuya, bugün farklı pencereden bakınca dünkü kararımın yanlış olduğunu görebiliyorum.
Ve doğruya ulaşmak için senin pencerenden bakmaya muhtaç olduğumun da farkındayım.

Sen de eğer benim yanlış düşündüğümü düşünüyorsan, doğrusunu göstererek yardım et bana.
Bunu da: “Senin elinle bir kişinin hidayete ermesi, senin için üzerine güneşin doğup battığı her şeyden hayırlıdır” diye buyuran Hz. Peygamberin önderlik ettiği Müslümanlık / Kardeşlik adına yap.
Müslümanlık adına yapmak istemiyorsan bari “İnsanlık” adına yap.
Yap ama bunu.
Beni ikna ederek yap tüm bunları, inandırarak yap. Hakaret ederek, kendince aşağılayarak değil.
Ama bana “yalaka”, “cahil” “cilacı” “yandaş” vb. diye hakaret ederek, kendince alay ederek;
KARAKTERSİZLİĞİNİ gösterme,
BASİTLİĞİNİ açığa çıkarma,
ACİZLİĞİNİ ortaya koyma,
KALİTESİZLİĞİNİ ifşa etme.
Eğer Karakterin, Şahsiyetin varsa ve oturmuşsa, şahsıma hakaret etmek, dalga geçmek yerine fikirlerimi çürütmeye çalış kendi argümanlarınla, düşüncelerimin yanlış olduğuna beni inandır.
İnandır beni ki, ben de Seni “Adam” yerine koyup konuşayım, Teşekkür edeyim.
İnandır beni ki, beni bir yanlış düşünceden kurtardığın için sana dua edeyim.
Yani işin özünü atalar çok güzel açıklamış ki: “Biliyorsan söyle ibret alayım; Bilmiyorsan sus ADAM sanayım”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder