20 Ocak 2013 Pazar

Önümüzdeki Çarşamba'yı Perşembe'ye bağlayan gece malumunuz Mevlid Kandili. Kandilinizi şimdiden tebrik eder, bu vesile ile size; Güzeller Güzeli'ne yazılan Naat ve mısralardan bir demet sunarım. 


Şeyh Galip - Naat




NAAT

Sultan-ı Rusul, Şah-ı mümeccedsin Efendim
Biçarelere devlet-i sermedsin Efendim
Divan-ı İlahi’de Ser-amedsin Efendim
“Le amrük” tacı ile müeyyedsin Efendim

 

Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim

 

Hutben okunur minber-i iklim-i bekada
Hükmün tutulur mahkeme-i ruz-i cezada
Gülbang-i kudümün çekilir arş-ı Hüda’da
Esma-i Şerifin anılır arz-u semada

 

Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim

 

Ol dem ki nebilerle veliler kala hayran
Nefsi için dehşetle kopa cümleden efgan
Yeis ile kulların ola halleri perişan
Destur-i şefaatla senindir yine meydan

 

Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim

 

Biçaredir ümmetlerin, isyanına bakma
Red eli vurup hasret ile düzaha yakma
Rahmet et aman, ateş-i hicranına yakma
En başta kulun Galib’i pür-cürmü bırakma

 

Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim.

 

NAAT’IN TÜRKÇESİ

Resuller Sultanı, Şereflendirilmiş Şah’sın Efendim
Çaresizlere her daim devletsin Efendim
İlahi Divan’da Öndersin Efendim
“Ömrün hakkı için”  tacı ile doğrulanmışsın Efendim

 

Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize doğrulanmış Sultan’sın Efendim..

 

Hutben okunur beka ikliminin minberinde
Hükmün tutulur Din Günü mahkemesinde
Adın yüceltilir Hüda’nın arşında
Şerefli İsimlerin anılır yerde ve gökte

 

Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize doğrulanmış Sultan’sın Efendim..

 

İşte o an peygamberlerle veliler hayran kalır
Herkesten kendi nefsi için dehşet içinde bir feryat kopar
Duydukları kederle kulların hali perişan olur
Ve şefaat etme izninle meydan yine senindir

 

Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize doğrulanmış Sultan’sın Efendim..

 

Çaresizdir ümmetlerin, onların isyanına aldırma
Onları geri çevirip sana hasretin cehenneminde yakma
Ne olur rahmet et, ayrılığının ateşine yakma
Ve en başta, baştan sona günahlarla dolu olan kulun Galib’i bırakma

 

Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize doğrulanmış Sultan’sın Efendim..



Suya virsün bağ-ban gül-zârı zahmet çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâre su

(Bahçıvan bahçede güzel gül yetiştirmek için uğraşmasın, boşuna uğraşmış olur. Çünkü en güzel gül sensin. Bahçıvanın senin kadar güzel bir gül yetiştirmesi mümkün değildir.)





Cihanda fâsık u fâcir kerem senden ümid eyler
Şefaat kıl Habîb-i Kibriyasın yâ Resulallah
Ne yüzle varacak Leylâ huzura rûz-i mahşerde
Ona rahm eyle şah-ı enbiyâsın yâ Resulallah.

(Ya Rasulallah, mahşer günü günahkârlar senin bağışlamanı, yardımını dilerler. Sen onlara şefaat et, zîra Allah'ın sevgili peygamberisin. Ya Rasulallah mahşer günü ben (Leylâ) senin huzuruna nasıl varayım. Beni bağışla, zîra nebîlerin şahısın.)




 "Gidip boynumda zincir ile Ravza-i Pak'a,
O denli ağlayam ben ki;
Görenler hep beni dîvâne sansın"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder