Önümüzdeki Çarşamba'yı Perşembe'ye bağlayan gece malumunuz Mevlid Kandili. Kandilinizi şimdiden tebrik eder, bu vesile ile size; Güzeller Güzeli'ne yazılan Naat ve mısralardan bir demet sunarım.
Şeyh Galip - Naat
NAAT
Sultan-ı Rusul, Şah-ı mümeccedsin Efendim
Biçarelere devlet-i sermedsin Efendim
Divan-ı İlahi’de Ser-amedsin Efendim
“Le amrük” tacı ile müeyyedsin Efendim
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim
Hutben okunur minber-i iklim-i bekada
Hükmün tutulur mahkeme-i ruz-i cezada
Gülbang-i kudümün çekilir arş-ı Hüda’da
Esma-i Şerifin anılır arz-u semada
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim
Ol dem ki nebilerle veliler kala hayran
Nefsi için dehşetle kopa cümleden efgan
Yeis ile kulların ola halleri perişan
Destur-i şefaatla senindir yine meydan
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim
Biçaredir ümmetlerin, isyanına bakma
Red eli vurup hasret ile düzaha yakma
Rahmet et aman, ateş-i hicranına yakma
En başta kulun Galib’i pür-cürmü bırakma
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim.
NAAT’IN TÜRKÇESİ
Resuller Sultanı, Şereflendirilmiş Şah’sın Efendim
Çaresizlere her daim devletsin Efendim
İlahi Divan’da Öndersin Efendim
“Ömrün hakkı için” tacı ile doğrulanmışsın Efendim
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize doğrulanmış Sultan’sın Efendim..
Hutben okunur beka ikliminin minberinde
Hükmün tutulur Din Günü mahkemesinde
Adın yüceltilir Hüda’nın arşında
Şerefli İsimlerin anılır yerde ve gökte
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize doğrulanmış Sultan’sın Efendim..
İşte o an peygamberlerle veliler hayran kalır
Herkesten kendi nefsi için dehşet içinde bir feryat kopar
Duydukları kederle kulların hali perişan olur
Ve şefaat etme izninle meydan yine senindir
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize doğrulanmış Sultan’sın Efendim..
Çaresizdir ümmetlerin, onların isyanına aldırma
Onları geri çevirip sana hasretin cehenneminde yakma
Ne olur rahmet et, ayrılığının ateşine yakma
Ve en başta, baştan sona günahlarla dolu olan kulun Galib’i bırakma
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize doğrulanmış Sultan’sın Efendim..
Biçarelere devlet-i sermedsin Efendim
Divan-ı İlahi’de Ser-amedsin Efendim
“Le amrük” tacı ile müeyyedsin Efendim
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim
Hutben okunur minber-i iklim-i bekada
Hükmün tutulur mahkeme-i ruz-i cezada
Gülbang-i kudümün çekilir arş-ı Hüda’da
Esma-i Şerifin anılır arz-u semada
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim
Ol dem ki nebilerle veliler kala hayran
Nefsi için dehşetle kopa cümleden efgan
Yeis ile kulların ola halleri perişan
Destur-i şefaatla senindir yine meydan
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim
Biçaredir ümmetlerin, isyanına bakma
Red eli vurup hasret ile düzaha yakma
Rahmet et aman, ateş-i hicranına yakma
En başta kulun Galib’i pür-cürmü bırakma
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim.
NAAT’IN TÜRKÇESİ
Resuller Sultanı, Şereflendirilmiş Şah’sın Efendim
Çaresizlere her daim devletsin Efendim
İlahi Divan’da Öndersin Efendim
“Ömrün hakkı için” tacı ile doğrulanmışsın Efendim
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize doğrulanmış Sultan’sın Efendim..
Hutben okunur beka ikliminin minberinde
Hükmün tutulur Din Günü mahkemesinde
Adın yüceltilir Hüda’nın arşında
Şerefli İsimlerin anılır yerde ve gökte
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize doğrulanmış Sultan’sın Efendim..
İşte o an peygamberlerle veliler hayran kalır
Herkesten kendi nefsi için dehşet içinde bir feryat kopar
Duydukları kederle kulların hali perişan olur
Ve şefaat etme izninle meydan yine senindir
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize doğrulanmış Sultan’sın Efendim..
Çaresizdir ümmetlerin, onların isyanına aldırma
Onları geri çevirip sana hasretin cehenneminde yakma
Ne olur rahmet et, ayrılığının ateşine yakma
Ve en başta, baştan sona günahlarla dolu olan kulun Galib’i bırakma
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize doğrulanmış Sultan’sın Efendim..
Suya virsün bağ-ban gül-zârı zahmet çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâre su
Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâre su
(Bahçıvan bahçede güzel gül
yetiştirmek için uğraşmasın, boşuna uğraşmış olur. Çünkü en güzel gül
sensin. Bahçıvanın senin kadar güzel bir gül yetiştirmesi mümkün
değildir.)
Cihanda fâsık u fâcir kerem senden ümid eyler
Şefaat kıl Habîb-i Kibriyasın yâ Resulallah
Ne yüzle varacak Leylâ huzura rûz-i mahşerde
Ona rahm eyle şah-ı enbiyâsın yâ Resulallah.
Şefaat kıl Habîb-i Kibriyasın yâ Resulallah
Ne yüzle varacak Leylâ huzura rûz-i mahşerde
Ona rahm eyle şah-ı enbiyâsın yâ Resulallah.
(Ya Rasulallah, mahşer günü günahkârlar senin bağışlamanı, yardımını
dilerler. Sen onlara şefaat et, zîra Allah'ın sevgili peygamberisin. Ya
Rasulallah mahşer günü ben (Leylâ) senin huzuruna nasıl varayım. Beni
bağışla, zîra nebîlerin şahısın.)
"Gidip boynumda zincir ile Ravza-i Pak'a,
O denli ağlayam ben ki;
Görenler hep beni dîvâne sansın"



